29.04.2019

Müftülüğümüz Ailede Çocuk ve Genç İletişimi Konulu Konferans Düzenledi

İl Müftülüğümüz Ailede Çocuk ve Genç İletişimi konulu konferans düzenledi.

İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program İl Müftümüz Hasan Başoğlu’nun Açılış konuşması ve Uzman Klinik Psikolog Mürşid Ekmel Aybek’in “Ailede Çocuk ve Genç İletişimi” konulu konferansı ile devam etti.

Programın Açılış Konuşmasını yapan İl Müftüsü Hasan Başoğlu: “Aile toplumun çekirdeği ve temelidir bu temel ne kadar sağlam tesis edilirse toplumda o derece sağlam olur. Bizler anne baba olarak göz aydınlığımız olan evlatlarımızla iletişimimizi İslam’ın prensiplerine göre kurmalıyız. Çocuklarımıza ve gençlerimize her daim değer verdiğimizi, güvendiğimizi ve inandığımızı hissettirmeliyiz. Çocuklarımızı ve gençlerimizi hiçbir zaman ihmal etmemeliyiz. Onlarla iletişimimizi keser veya sekteye uğratırsak bu boşluğu dolduracak çeşitli istismar odaklarına fırsat vermiş oluruz.” dedi

İl Müftüsü Hasan Başoğlu’nun açılış konuşmasından sonra “Ailede Çocuk ve Genç İletişimi” konulu konferansını vermek üzere kürsüye çıkan Uzman Klinik Psikolog Mürşid Ekmel Aybek ailede çocuk ve gençlerle iletişimin nasıl olası gerektiğini: Kur’an, Sünnet, tarih, psikolojik ve sosyal veriler ışığında ele aldı.

“ Her yaş farklı bir akılla gelir.”

Çocukların gelişim dönemlerini ele alan Mürşid Ekmel Aybek: “Hepimizin bildiği “Ağaç yaş iken eğilir”  atasözünün aslını araştırdığımızda atasözünün orijinalini Osmanlı kaynaklarında “Ağaç yaş iken doğrulur” olarak görmekteyiz. Bu söz bize şunu ifade ediyor. ‘Ağaç fıtratı gereği yaşken eğridir, büyüdükçe doğrulur. Çocuklarımızda yaşlarının fıtratı neyi gerektiriyorsa onu yapacaklardır. Eğer bizler bu fıtratı değiştirmeye çalışırsak yeni filizlenmiş o nazenin ağacı kırarız. Bizler çocuklarımızla iletişim kurarken her yaşın belli bir akılla geldiğini bilmeliyiz ve iletişimimizi o yaşın fıtratına uygun kurmalıyız.

“ Çocuklarınıza çağın gereği gibi değil, çağlarının gereği gibi davranınız.”

 Hz. Ali (ra)  bir sözünde şöyle buyuruyor: “ Çocuklarınıza çağın gerektirdiği gibi değil çağlarının gerektirdiği gibi davranınız.” Yine Osmanlı kaynaklarını incelediğimizde küçük çocukların okul saatlerinin geç başladığını görüyoruz. Çünkü Osmanlı toplumu, “İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın” anlayışına sahip bir medeniyet olarak çocuğun hakkına öncelik veriyordu. Çocuğun en doğal hakkı olan uyku hakkını sabahın erken saatinde elinden almıyordu.

Batı gibi düşünmeye başlayınca kendi öz değerlerimize yabancılaştık.

Okullarda çocukların başarılarını ödüllendirirken: takdir, teşekkür ve benzeri kavramlarla birkaç öğrenciyi kazanmaya çalışırken birçok öğrenciyi kaybedebiliyoruz. Başarılı öğrenciyi onur belgesiyle yükseltirken başarısız öğrenciyi onursuzmuş gibi görüyoruz. Bu tür kavramlar batıdan bize geçen yanlışlardan bazılarıdır.

Batı medeniyetinde her bir öğrenci fabrikadan çıkan bir ürün gibi eşit olmak zorundadır. Bu ise insan fıtratına aykırıdır. Çünkü her insan yaratılışı itibariyle farklı bir tabiata sahiptir.

Bazen bizlerde toplum olarak aynı hatayı yapıyoruz. Her çocuğun fevkalade özelliklere sahip olmasını bekliyoruz. Çocukları başka çocuklarla kıyaslıyoruz. Böyle düşünmek o çocuğun fıtratını zorla başkası yapmaya çalışmaktır.

Çocuklar ve gençlerle çatışmayın, onları dinleyin.

Konuşmalarını “Ailede Çocuk ve Genç İletişimi” konusu kapsamında devam ettiren Aybek: “ Çocuklarımızla ve gençlerle, gerek aile içinde gerekse günlük hayatta çatışmak, fikirlerine karşı çıkmak veya onları susturmak yerine sağlıklı bir şekilde iletişime geçmemiz son derece faydalı olacaktır. Çocuklar ve gençler dinlenildiği zaman kendilerine saygı duyulduğunu ve değer verildiğini hissedeceklerdir. Kendilerine değer verildiğini hissettiklerinde iletişim daha etkili ve daha sağlıklı olacaktır. Bundan sonraki aşamalarda çocuklar ve gençler bizlerle çatışmak yerine anlaşmaya ve iletişime yöneleceklerdir. Eğer bizler iletişim yerine çatışmaya geçersek özellikle gençlerimiz bizim zayıf noktalarımızdan bizlerle çatışacaklardır. Bu çatışma farklı suretlerde karşımıza çıkabilir.  Çocuklar ve gençlerin: inanç, yaşam tarzı, eğitim, temizlik ve çeşitli argümanlarla veya bedenleri üzerinden aileleriyle çatıştığına çokça şahit oluyoruz. Bizler bu noktada sağlıklı bir iletişim kuramazsak çocuklarımızın yanlış ellere düşeceğini ve kendileriyle bu zayıf noktalar üzerinden iletişime geçecek zararlı odakların olduğunu muhakkak bilmeliyiz.” dedi.

Bayburt Şair Zihni Kültür Merkezinde verilen konferansa: İl Müftüsü Hasan Başoğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Karakaşoğlu,  Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü H. Haluk Akkoyunlu, Din Görevlileri ve vatandaşlar katıldı.