14.10.2022

İdris Bozkurt: İrşat görevinde en güzel örneğimiz Peygamber Efendimizdir.

Bayburt İl Müftülüğü "Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası" etkinlikleri kapsamında konferans düzenledi.

            Bayburt İl Müftülüğü tarafından "Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası" etkinlikleri kapsamında konferans düzenlendi.

            Konferansa, Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt  konuşmacı olarak katıldı.           

            Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan konferansın açış konuşmasını yapan İl Müftüsü Hasan Başoğlu: Camiler İslam'ın ilahi mesajlarının, Peygamber Efendimizi’in (sas) kutlu davetinin insanlara ulaştırıldığı en güzel mekanlardır. Peygamber Efendimizi’in çağrısı İmana, namaza, güzel ahlaka, birliğe beraberliğe ve kardeşliğedir. O ilahi çağrı günde beş defa minarelerimizden din görevlilerimizin  sadasıyla  aziz vatanımızın semalarında yankılanmaktadır. Din görevlilerimizin o ilahi çağrıyı her gün kürsü, minber ve mihraptan tekrar etmektedir. Geçmişten günümüze camilerimizi inşa, imar ve ihya eden cemaatimizden, din görevlilerimizden ahirete irtihal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık, huzur ve afiyet diliyorum.” sözlerini kaydetti

            Ardından “Peygamber Efendimiz (sas)  Cami ve İrşat” temalı Konferansını vermek için kürsüye çıkan Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt, İslamiyet'in tebliğ metodunu Kur’an-ı Kerim,  hadisi şerif ve asr-ı saadetten örneklerle izleyicilere sundu.

            Kıymetli  Mevlid-i Nebi haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası bu yıl aynı hafta içerisinde kutlanıyor.

            Başkanlığımızda bu iki haftanın temasını “Peygamber Efendimiz Cami ve İrşat” olarak belirledi.

            Haftanın teması “Peygamber Efendimiz Cami ve İrşat” olduğu için irşada vurgu yapmak istiyorum. İrşat: Doğru yolu bulup kararlılıkla benimsemek, istikamet üzere olmak, hatta iyi ile kötüyü yanlış ve doğru hak ve batılı idrak etmek gibi anlamlara geliyor. Ve Aynı zamanda Rabbimizin güzel esmalarından biri de Er-Raşid, yani doğru yolu gösteren irşat eden manalarına gelmektedir. Peygamberlerde Allah’tan gelen vahyi insanlara tebliğ ettiler. Onlarda teblliğ ve irşat vazifesini en güzel şekilde yerine getirdiler. Peygamberlerin sıfatlarında biri de tebliğ sıfatıdır.

İdris Bozkurt: İrşat hizmetinde Peygamber Efendimizi Örnek almalıyız.

            Bizler irşat hizmetlerini yerine getirirken Peygamber Efendimizi (sas) örnek almalıyız.   Peygamber Efendimiz bu vazifeyi en güzel şekilde icra etti. Veda Hutbesinde ashaba şöyle buyuruyordu. “Hepimiz faniyiz. Ben de yarın bir fani gibi Rabbimin huzuruna çıkacağım. Ve benden sonra size soracaklar benim için ne diyeceksiniz diye ashaba sordu.” Onlarda dediler ki sen bize İslamiyet'i tebliğ ettin. Tebliğ görevini en güzel şekilde yaptın bizlere nasihat de bulundum bizlere hak ve hakikati, istikameti sen öğrettin şahidiz diye şahitlik ettiler.”

Yaptığımız her işi hesap verme bilinci ile yapmalıyız.

Bazkurt Sözlerine Şöyle devam etti: “Kıymetli meslektaşlarım, hepimiz insan olarak sorumlu bir varlığız. Bize hayat boyunca bir vazife tevdi edilmiştir. Rabbimiz tarafından bize tevdi edilen bu vazifeyi en iyi şekilde icra edip etmediğimizi zaman zaman sorgulamalıyız. Hatta yaptığımız vazifeden ötürü birileri hüsnü şehadette bulunabilir mi diye düşünmeliyiz. Eğer bu bilinçle hayatımızı sürdürürsek başarısız olmayız.  Yaptığımız iş ne olursa olsun hesap verme bilinci ile hareket edersek dünyada ve ahirette İnşallah saadete ereriz.

Dünyada kazanacağımız en büyük değer tebliğ ve irşat vazifesidir.

            Peygamber Efendimiz buyuruyor ki insanoğlunun en güzel en kutsal görevlerinden birisi de bir başkasının hidayetine vesile olmasıdır. Peygamber Efendimiz Hayber'in fethine giderken İslamiyet’in sancağını Hz. Ali'ye teslim ederek şöyle buyurdu. Hayber Kalesi'nin en yakın yerine kadar giderek oradakilere Allah'ın dinini tebliğ et. Onları Allah'ın Dinine davet et. Allah’ın senin vasıtanla bir insanı hidayete erdirmesi dünyada sahip olunan bütün varlıklardan daha değerlidir buyurdu.

Dünyadaki bütün varlıkları versek alamayacağımız bazı manevi değerler vardır. Onların değeri hiçbir maddi varlıkla ölçülemez. Bu değerlerden birisi de tebliğ ve irşat vazifesidir.

            İrşat görevini yerine getirmek hepimiz in yapması gereken bir sorumluluktur. Kişinin ailesine, yakınlarına ve etkili olduğu insanlara yaşantısıyla, hayatıyla güzel örnek olması da irşattır.  Hatta irşadın en güzeli yaşantımızla başkalarını irşat etmektir.”

En güzel irşat yaşantımızla yaptığımız irşattır.

            Sözlerine devam eden Bozkurt: “Peygamber Efendimiz ’in tebliğ ve davetinde en etkili olan husus, Onun örnek yaşantısıydı. Çünkü Peygamber Efendimiz, etrafındaki insanlara hakkaniyetiyle, adaletiyle, merhametiyle, sadakat ve cömertliğiyle örnek oluyordu. İnsanlar da Ondan etkileniyor ondan öğrendiği şeyleri tatbik etmeye başlıyordu. Ondan sonra gelen İslam toplumumda O örnekliği bihakkın yerine getirdikleri için insanlar akın akın İslamiyet’e girdi ve İslamiyet Arabistan sınırlarını aşıp tüm dünyaya yayılmaya başladı. Eğer bugün bizim İslamiyet’in sancaktarlığını yapmak gibi bir derdiniz varsa bu Peygamber Efendimizin eşsiz  davetinin bize en güzel şekilde ulaşmasının sonucudur.

            İrşat vazifesini yerine getirirken uyulması gereken bazı önemli bir hususta Kur’an-ı Kerimde de ifade edildiği üzere hikmetli söz söylemektir. Hikmet Aslında sözün ve eylemin birbirine mutabık olmasıdır. Peygamber Efendimiz bir hadiste “Ben cevamiu’l-kelim ile gönderildim” buyuruyor. Yani az sözle çok mana ifade etmek demektir.

            Geçmişte insanlar kabile kabile Müslüman olurken bugün acaba aynı hızla dünya insanlığı İslam'a giriyor mu? Veya slam'a girmiş olan Müslüman toplumlar İslam'ı aynı şekilde aynı heyecanla yaşıyorlar mı?  Yoksa Müslüman olduğunu söyleyen toplumlar İslam'dan ve değerlerinden uzaklaşarak başka kültürlere hatta başka ideolojilere özeniyorlar mı? Bu konuda kafa yormamız ve düşünmemiz gerekiyor.

            Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki  Müslüman ve muhafazakar toplumlar kendi dinlerinden uzak kaldıkça çeşitli sapkın fikirlere sempati duyuyorlar.  Hatta bir süre sonra kendi değerlerini, dinlerini, inançlarını sorgulamaya başlıyorlar.

            Müslüman toplumlarda yaşanan bu çözülmelerin nedenleri arasında savaşları, terör, cehalet ve teknolojinin getirdiği bazı zararlı durumlar ve çeşitli akımlar gösterilebilir. Din görevlileri olarak bizlere bu konuda çok büyük sorumluluk düşüyor. Özellikle cehalet kaynaklı çözülmelerin  önüne geçmek için sahih dini bilgiyi en güzel şekilde insanlara aktarmamız gerekiyor. Cehaletin giderilmesi sağlam ve sahih dini bilgiyle mümkündür. Bu konuda bizlerin azami gayret ve fedakarlık göstermesi elzemdir.

            Bu konuda camilerimiz İslamiyet'in  ilk yıllarından itibaren  tebliğ ve irşadın merkezi olmuştur. Dünya meşgalesinden bunalan gönüller camiye girin huzura kavuşur.  Rabbimizin buyurduğu üzere Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazını kılan, zekatını veren ve yalnız Allah’tan korkanlar imar edebilirler. Bunu unutmayalım ki camilerin süsü ve imarı cemaattir. İçinde cemaat olmayan camiler harap edilmiş binalar gibidir.

Bu duygu ve düşüncelerle Rabbim haftamızı mübarek eylesin. Geçmişten günümüze camilerimizi inşa ve imar eden hayırseverlerimize; camilerimizi ihya eden cemaatimizden, din görevlilerimizden ahirete irtihal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık, huzur ve afiyet diliyorum.” dedi.

Konferansa İl Müftüsü Hasan Başoğlu, Müftü Yardımcıları Abdullah Aksoy, Fatma Tuba Altın müftülük personeli din görevlileri ve çok sayıda davetli katıldı.