“Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri
yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş ( Allah’ın
azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz.” ” Bakara su.21.
Kulluk, her zaman Allah’ın huzurunda olduğunun
bilincinde olmak ve ona göre bir duruş sergilemektir. Kulluk, kişinin kendisini
ve benliğini bir hiç yerine koyması, Allah’ın yüceliği, azameti karşısında
duyulan saygıdan dolayı bir ürperiş, bir teslimiyet, bir sığınma, bir söz
dinlemesidir. Kulluk, halis ve samimi bir niyetle, sevap kazanmak üzere Allah’a
yakın olmayı düşünerek ibadet yapmaktır. Kısaca, Yüce Allah’ın emir ve
yasakların bütününü yerine getirmenin adıdır kulluk. Kulluğun amacı, Allah’ın
rızasına ulaşmak, takva sahibi olmak, bununla dünya hayatını düzene koymak, iyi
bir insan, iyi bir Müslüman olabilmek ve öldükten sonra ebedi hayatta da cenneti
kazanmaktır.
Yaratan Allah mı kulluğa layık, yoksa Allah tarafından
yaratılmış olan mahlûk (insan) mı layık? Yaratan Allah Baki, Kadir, Hâkim, Gani,
Melik, Hâkim’dir. Ebedi olan, güç, kuvvet, kudret ve kâinatın sahibidir. Kul
ise fani, güçsüz, kuvvetsiz, muhtaç, ölümlü, nerede, nasıl ve ne zaman öleceğini
dahi bilmeyen mahlûk olan, aciz bir varlık insan mı? Elbette ki Allah
(cc).
“(Rabbimiz) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden
medet umarız” Fatiha su.5.
“İşte Rabbiniz olan Allah budur. Ondan başka ilah
yoktur. Her şeyin yaratıcısı O’ dur. O’na kulluk edin. O her şeyin üstünde bir
vekildir.” En’am su. 61.
“Allah’ bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve
yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: “Bunlar Allah katında bizim
şefaatçilerimizdir” derler.
Kulluk denilince akıllara ilk gelen şey köleliktir.
Hâlbuki gerçek kulluk, insanları kölelikten, esaretten, cehaletten, zulümden ve
sömürülmekten kurtaran tek kurtuluş yoludur. İnsan Rabbine kul oldukça
özgürleşir, O’na kul olmadıkça köleleşir. Yani kula kul olduğunda köleleşir.
Büyük şair Necip Fazıl Kısakürek ne güzel anlatmış bu hususu:
“Neler kaybetti insan kula kulluk uğruna, Ah bir
erebilseydik “kul” olmanın şuuruna.”
Onun için diyoruz ki : “Sana kul olmayan, kula kul
olur, Sana kul olmayan nefsine köle olur.
“Allah’tan başkasına kulluk
etmeyin…”Bakara su.83.
“Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir
şeyi ortak koşmayalım, Allah’ı bırakıp ta bir kısmımız diğer bir kısmımızı
Rabler edinmeyelim…” Ali İmran su. 64.
“Tağut’a kulluk etmekten kaçınıp, Allah’a yönelenlere
müjde vardır..” Zümer su. 17.
Ben Allah’ın kuluyum demekle kul olunmaz. Kulluk ispat
ister, icraat ister. Allah’tan başka tüm sahte ilahları reddetmeden Allah’a kul
olunmaz.
“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler
diye yarattım.” Zariyat su.56.
Kulluk etmek insanın fıtrat ve yaratılışındaki gayesinin
gereğidir. Kulluk insanın fıtratında vardır. Allah (cc) insanı yaratırken, kul
olacak fıtratta ve kıvamda yaratmıştır. Onu için Allah’a ibadet etmek bir
ihtiyaçtır. İnsanın ruhu, kalbi, yalnız Allah’a kulluk ve ibadet ederek, sadece
ona kul olarak rahata ve huzura kavuşur. İnsan maddi yönden ne kadar yüksek
seviyelerde olursa olsun, Allah’a kulluk ve ibadet etmediği müddetçe asla gerçek
huzura ve mutluluğa ulaşamaz.
“Bunlar iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle
sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur
bulur”. Ra’d su.28.
Ebu Hüreyre (ra) dan, Peygamber (sav) Efendimiz: “Allah
Teala şöyle buyurmuştur” dedi:
“Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir veli kuluma
(dostuma) düşmanlık ederse, ben de ona karşı harp ilan ederim. Kulum kendisine
farz kıldığım şeylerden, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık
kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilaveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan
yaklaşır. Nihayet ben o kulumu severim. Kulumu sevince de (adeta) ben onun
işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne
isterse, ona istediğini veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korur ve
kollarım.” Buhari, Rikak.38.
Allah (cc), kendisine kulluk eden hakiki kullarını sevgi
ve himayesine almıştır. Sevdiği bu kullarına herhangi birisinin bir kötülük
yapması durumunda onları korur, himaye eder.
Yine Ebu Hüreyre (ra) dan nakledildiğine göre,
Resulüllah (sav) şöyle buyurmuştur: “….İhsan, O’nu görüyormuş gibi Allah’a
ibadet etmendir. Sen O’nu görmesen de O seni görmektedir…” Buhari, Tefsir,
Lokman 2.
İbadet, Allah’ın emri olduğu için; Allah, ibadete layık
olduğu için O’na kulluk ederiz. Cennete girmek veya cehennemden kurtulmak için
ibadet yapmayız. Yani cennet veya cehennem olsun veya olmasın insan Yaratıcısına
ibadeti, verdiği nimetlerine bir teşekkür mukabilinde yapar.
Muaz (ra) anlatıyor: “ Ufeyr adlı bineğin üzerinde
yolculuk ederken Hz. Peygamber (sav) in terkisinde idim. Resulullah, “ Ey
Muaz! Allah’ın kulları üzerindeki hakkını ve kulların Allah üzerideki hakkını
bilir misin?” diye sordu. Ben, “Allah ve Resulü daha iyi bilir”
dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Allah’ın kulları
üzerindeki hakkı, Allah’a kulluk/ibadet etmeleri ve O’na hiçbir şeyi ortak
koşmamalarıdır. Kulların Allah üzerindeki hakkı ise kendisine ortak koşmayan/
ibadet eden kullarına azap etmemesidir.” Ben, “Ey Allah’ın Resulü!
İnsanlara bunu müjdeleyeyim mi?” diye sorunca, Resul-i Ekrem (sav):
“Hayır müjdeleme, zira bu müjdeye güvenip ibadetlerden gevşeyebilirler.”
Cevabını verdi. Buhari, Cihad, 46.
İbadet, insanın bütün benliği ile, bütün duyguları ile,
iç ve dış bütün özellikleri ile, fikri melekeleri ile, kafası ve lisanı ile
Allah’a yönelmekten ibaret olan sistemli bir hareket tarzıdır.
“Ey Muhammed! Deki, ibadetiniz olmasa
Rabbim size ne diye değer versin?” Furkan su. 77.
Kur’an-ı Kerime göre bütün varlıklar ibadet etmektedir.
İsra suresi. Ayette Yüce Allah (cc)
“Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu tesbih
eder. O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların
tespihini anlamazsınız..” İsra su. 44.
“Her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa iyi amel (iş)
yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi O’na ortak koşmasın.” Kehf
su.110.
“Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”
Hicr su. 99.
Tefsir-i Kebir isimli Tefsir’in yazarı, büyük müfessir
Fahrettin Razı, Furkan suresinin 63 – 74. Ayetlerinin tefsirinde, Allah’ın has
kullarının özelliklerini dokuz maddede sıralamaktadır:
1-
Tevazu ile davranırlar. Tevazu sahibidirler. Furkan su. 25/
63.
2-
Yumuşak sözlüdürler. Furkan su. 25 / 63.
3-
Geceleri ibadetle ihya ederler. Furkan su. 25 / 64.
4-
Cehenneme girmekten korkarlar. Furkan su.25 / 65.
5-
Harcamalarında itidallidirler. Furkan su.25 / 67.
6-
Şirk, Adam öldürme ve Zinadan uzak dururlar. . Furkan su.25 /
68.
7-
Yalancı şahitlik yapmazlar. Furkan su.25 / 72.
8-
Öğütleri kabul ederler. Furkan su. 25 / 73.
9-
Salih eş ve Salih evlat sahibi olmak isterler. Furkan su. 25 /
74.
Gerçek manada Allah’a kul olabilmek için, şu
hususların yerine getirilmesi gerekmektedir.
1-
Allah’a kul olmanın olmazsa olmaz şartı, gaflet ve günahlarla geçen
ömürlere pişman olup, Allah’a ve kul haklarından borcu olanlara borcunu ödemesi
ve tövbe etmesidir.
2-
Bütün hallerinde her zaman Allah’ın emir ve yasaklarını düşünüp,
hareketlerini ve bütün işlerini ona göre düzeltmek ve yaşamaya
çalışmak.
3-
Her işinde ve her sözünde elif gibi dosdoğru olmak.
4-
Midesini haramlardan dilini yasak olan şeylerden korumak.
5-
Zararlı ve lüzumsuz olan bütün şeylerden uzak durmak.
6-
Daima abdestli bulunmak. Yatarken ve evinden çıkarken abdest
almak.
7-
Edepli, terbiyeli ve güzel ahlaklı olmak.
8-
Salih bir eş bulup onunla yuva kurmak. Salih evlat sahibi
olmak.
9-
Kibirden, gösterişten, riyadan uzak durmak.
10-
Gözü haramdan korumak, namahreme bakmamak.
11-
Allah’ı unutturacak hiçbir işle meşgul olmamak.
12-
Allah’ın bütün emirlerini eksiksiz yerine getirmek.
13-
Mümkün olduğu kadar, bolca nafile ibadet yapmak. Gece namazına devam
etmek.
14-
Çok dua etmek. Kendisine, anne-babasına ve bütün
Müslümanlara.
15-
Allah’ın Salih kulları ile arkadaşlık yapmak ve onlarla sohbet
etmek.
16-
Kur’an-ı Kerim okumak, Okutmak, İlim öğrenmek ve ilmi
yaymak.
17-
Yalan konuşmaktan ve yalan yere yemin etmekten, yalan işlerden uzak
durmak.
18-
Verdiği söze sadık kalmak, emanete riayet etmek.
19-
Kimsenin kalbini kırmamak, herkesin gönlünü kazanmağa gayret
etmek.
20-
Kendini kimseden üstün görmemek.
21-
Başına bir kaza bela geldiğinde sabretmek ve şükretmek.
22-
Cemaatten uzak kalmamak, Namazları cemaatle kılmak.
Allah (cc) bizleri zamanında kulluk borcunu yerine
getirenlerden eylesin. Huzuruna kulluk borcu olmadan çıkacaklardan eylesin.
Yukarıda anlatılan “Allah’ın has kullarından” olmayı bizlere de nasip
eylesin.
Kemalettin AKSOY
Bayburt il Müftüsü