10.08.2014

ZALİMLER İÇİN CEHENNEM

Kur’an-ı Kerim’in yetmiş yedi ayetinde yer alan cehennem, herhangi bir sözlük anlamı taşımaktan çok kâfirlerin, münafıkların, zalimlerin, gerçeğe boyun eğmeyenlerin azap görecekleri yer olarak tasvir edilir.   İslam Ans. c.7. s.227.
                “Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Nisa su.56.
             “İnkâr eden kâfirler için ise cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler. Kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız.”           Fatır su. 36.
Fatır Suresi bu konuyu anlatmaya şöyle devam ediyor.
“Onlar cehennemde, “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken yapmakta olduğumuzdan başka ameller, Salih ameller işleyelim” diye bağrışırlar. (Onlara şöyle denilir:) “ Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.” Fatır su.37.
Ebu Hureyre (ra), Peygamber (sav) Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Allah ü Teâlâ, ölümünü altmış sene te’hir ettiği kimse için mazeret beyan etmeğe meydan bırakmamıştır”. Söyleyecek hiçbir mazeret sözü kalmamıştır. Buhari, R.Salihin.
Cehennemden çıkartılırlarsa dünyada yaptıkları kötü işleri, fiilleri yapmayacaklarmış, salih amel yapacaklarmış. Dünyada iken yapamamışlar veya anlayamamışlar, fırsatları olmamış, onlara yeniden bir daha dünya hayatı tanınırsa o zaman Salih amel yapacaklarmış. Peygamberleri dinlemediniz, ilahi kitapları tanımadınız, emirlerini hayatınıza uygulamadınız. Dini emir ve yasaklara hiç uymadınız, onlarla alay ettiniz, orta çağ kanunu, gericilik dediniz. Öldünüz, hesabı kaybettiniz, cehenneme girdiniz, azabını tattınız, ancak aklınız başınıza geldi, gerçeği gördünüz. Biraz erken olmadı mı? Son pişmanlık fayda vermez. Sizin pişman olmanız, size hiç fayda sağlamaz..
Yüce Allah (cc) Zuhruf suresinde cehennemliklerin durumunu bize şöyle anlatmaktadır:
“Şüphesiz o mücrimler cehennem azabında devamlı kalacaklardır. Onların azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde ümitsizdirler. Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendileri zalim idiler. (Görevli meleğe şöyle seslenirler:) “Ey Malik! Rabbin bizim işimizi bitirsin.” O da, “Siz hep böyle burada kalacaksınız” der.“ Zuhruf su. 74-77.
Cehennemdeki azaptan kurtulmak için ölümü isteyecekler, ölüme razı olacaklar, amma boşuna. Ölümü istemek de onları azaptan kurtaramayacaktır. Orada artık ölüm yoktur.
“Şüphesiz, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de (güzel) bir hayat yaşar.” Taha su. 74. Bak. A’la su. 10-12.
“Varacakları yer cehennemdir. Cehennem ateşi dindikçe, onlara çılgın ateşi artırırız.” Sönmeğe yüz tutarsa hemen alevini artırırız. “ İsra su. 97.
Kâfirlere şöyle seslenilir: “Şimdi tadın azabı, artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız.” Nebe su. 29. Ç.
“Hüsranın ardından da cehennem vardır. Orada kendilerine irinli sudan içirilecektir. Onu yudumlamaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecektir. Ona her yönden ölüm gelecek fakat ölmeyecek, arkasından da şiddetli bir azap gelecektir.”  İbrahim su. 16-17.
Ebu Derda (ra) anlatıyor: “Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmaktadır:
“Cehennem ehline açlık musallat edilir. Bu, içinde bulundukları azaba eşit dereceye ulaşır. Açlığa karşı yardım talep ederler. Onlara besleyici olmayan ve açlığı gidermeyen dari’ denen dikenli bir ot verilir. Tekrar yiyecek isterler, bu sefer de boğazda tıkanıp kalan bir yiyecek imdat edilir. Bu da boğazlarında takılıp kalır, ne ileri geçer ne de geri gelir. Derken, dünyada iken, bu durumda, bir içecekle takılan lokmalarını boğazından kaydırdıklarını hatırlarlar ve bir içecek talep ederler. Demir kancalar bulunan kaplarda kaynar su verilir. Bu kaplar, yüzlerine yaklaştırılınca yüzlerini dağlayıp atar. Su karınlarına girince içerilerini paramparça eder. Bu sefer de:
“Cehennem bekçilerini çağırın, ola ki azabımızı biraz hafifletirler!” derler. Onları çağırırlar. Onlar gelince:
“Size Peygamberleriniz bu halleri açıklayan haberleri getirmemiş miydi?” derler. Onlar:
“Evet, getirmişti ama dinlemedik.” derler. Bunun üzerine, bekçiler:
“Siz isteyin durun! Kâfirlerin istedikleri burada boşunadır.” derler.  (Gafir su. 50) Cehennemlikler bekçilerden ümitlerini kesince:
“Cehenneme müvekkil melek Malik’i çağırın” derler. Malik gelince:
“Ey, Malik! Söyle de, Rabbin bizim hakkımızda ölümle hükmetsin.” Derler. Malik de onlara:
“Hayır! Siz burada canlı olarak ebedi kalıcılarsınız.” diye cevap verir.   Zuhruf su. 77.
            Bu hadisin ravilerinden A’meş (ra) der ki: “Bana bildirildiğine göre, cehennemliklerin Malik’e yalvarmaları ile Malik’in onlara verdiği cevap arasında bin yıllık zaman geçecektir. Cehennemlikler bu sefer aralarında:
            “Rabbinize dua edin! Sizin için O’ndan daha hayırlı kimse yoktur!” diyecekler ve birlikte Yüce Allah’a şöyle yalvaracaklardır:
            “Ey Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize galebe çalmıştı. Biz gerçekten sapık kimselerdik. Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer yine küfre dönersek artık hiç şüphesiz ki zalimlerden oluruz.” (Mü’minun su.106-107)    Yüce Allah (cc) o cehennemliklere şöyle cevap verecektir:
            “Cehennemin içinde yıkılıp gidin! Bana bir şey söylemeyin”. Mü’minun su. 108.
Peygamber (sav) Efendimiz devamla şöyle buyurmaktadır:
 “Bu cevap üzerine, cehennem ehli her çeşit hayırdan ümidini keserler. Hıçkırmağa, nedamet etmeğe, dövünüp yırtınmaya başlarlar.”  Tirmizi, Cehennem, 5. (2589).
Ebu Umame (ra) dan, Peygamber (sav) Efendimiz bu ayetin tefsirinde şöyle buyurdu:
“İrinli su, ağızlarına yaklaştırılacak. Onlar içmek istemeyecektir. Ona tam yaklaştırılınca, yüzünü pişirecek ve başının derisi düşecektir. İçtiği vakit, bağırsaklarını parçalayıp makatından çıkacaktır.  Allah Teâlâ: “ Onlara kaynar su içirilecek de bu su bağırsaklarını parçalayacaktır.” (Muhammet su. 15) buyurmaktadır. Tirmizi, Tac Terc. 5 75.
“Cehennemliklerin tepelerine kaynar su dökülür. Bu su, vücutlarının içine nüfuz eder, öyle ki, karınlarına kadar ulaşır. İçlerinde ne var ne yok, söker atar ve ayaklarını delip geçer.” Tirmizi, Cehennem, 4.       Hac suresindeki ayet-i kerimelerde bu konu şöyle anlatılmaktadır:
“..Rableri hakkında tartışmaya girmişler. Bunlardan inkâr edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür. Bununla karınlarının içinde ne varsa hepsi ve derileri eritilecektir. Onlar için bir de demirden topuzlar vardır. Her ne zaman cehennemden, o ızdıraptan çıkmak isteseler, oraya geri döndürülürler ve onlara, “tadın yangın azabını” denilir.”       Hac su.19-22.
“ Cehennemliklerin içeceği olan “ Ğessak” dan dünyaya bir kova dökülecek olursa, bütün dünya halkını kokuşturur, pisletirdi.”   Tirmizi, Tac Terc. 5/ 776.
İbn Mes’ud (ra), Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:” Cennet size ayakkabınızın bağından daha yakındır. Cehennem de öyledir.” Buhari,
Ebu Hureyre (ra) dan, Resulullah (sav) Efendimiz buyurdular ki:
 “Cennetle cehennem münakaşa ettiler. Cehennem: “Ben kibirliler (mütekebbirler- büyüklük taslayanlar) ve zalimlerle (zorbalık yapanlar için) tercih olundum.” Dedi. Cennet ise: “Acep bana neden insanların zayıfları ile sakatlarından (insanlar nazarında düşük olanlar ve gafillerin (hakir görünenler) den başkası girmiyor,” dedi. Allah (cc) cennete: 
“Sen ancak benim rahmetimsin; ben seninle kullarımdan dilediğime rahmet ederim”.
            Cehenneme de: “Sen de benim ancak azabımsın. Seninle ben kullarımdan dilediğime azap ederim. Sizden her birinize dolusu doluya kullar vardır”, buyurdu. …Allah yarattıklarından hiçbir kimseye zulmetmez..” Buhari, Tefsir, Kaf 1;Müslim, Kitabu’l cennet. 35.36.   Cilt 11./ 250. Tirmizi, Cennet,22. (2564)
            “ O gün cehenneme: “Doldun mu? Diyeceğiz. O da: “ Daha var mı? Diyecektir.” Kaf su.30.
            Abdullah b Ömer (ra) rivayet etmiştir. Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuşlar:                             “ Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme vardıkları zaman ölüm getirilecek ve cennet ile cehennem arasında konulacak, sonra da kesilecektir. Sonra bir münadi nida edecek:
-“Ey cennetlikler artık ölüm yoktur! Ve ey cehennemlikler artık ölüm yoktur! Diye nida edecek. Böylece cennetliklerin sevinci bir kat daha artacak. Cehennemliklerin üzüntüsü de bir kat daha artacaktır.” Buhari, Rikak, 50.51;Müslim, K.Cennet, 43. 11/ 263.
            “İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır! İşte azap, onu tatsınlar. “Bir kaynar su ve bir irin”. O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır. (Kendi aralarında şöyle derler): “İşte sizinle beraber cehenneme tıkılacak bir grup. Onlara rahat ve huzur olmasın! Şüphesiz onlar cehenneme gireceklerdir. O grup da, “ Hayır size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü bir durak yeridir!” der. Şöyle derler: “Ey Rabbimiz! bunu bizim önümüze kim sürdüyse, cehennemde onun azabını bir kat daha artır.”  Sad su. 55-61.
            Cehennem ateşinin özellikleri hususunda Enes b. Malik (ra) den rivayet edilen bir hadiste Resulullah (sav) şöyle buyurdular : 
            “Şüphesiz sizin şu dünya ateşiniz, cehennem ateşinin yetmiş parçasından bir parçadır. Eğer su ile iki defa söndürülmemiş yani harareti giderilmemiş olsaydı siz dünyada ondan yararlanamazdınız. Şüphe yok ki, dünya ateşi, kendisinden giderilmiş sıcaklığı ona iade etmemesi için Allah (cc) ya dua eder.”  İbn Mace, 10/ 624. (4318; Müslim, Cennet 29. Tirmizi, Cehennem 7.
            “Cehennem Rabbine şikâyet ederek: “Ya Rabbi! Ben kendi kendimi yedim,” dedi. Bunun üzerine Allah (cc) ona iki defa nefes vermesi için izin verdi. Bir nefes kışın, bir nefes de yazındır. İşte bulunduğunuz şiddetli soğuk, cehennem zemheririndendir. Bulunduğunuz şiddetli sıcak da onun hararetindendir.” İbn Mace, 10./ 624. (4319), Buhari, Bed’ül-Halk,10; Müslim, Mesacid,185; Tirmizi, Cehennem,9.
            Ebu Hureyre (ra) dan rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdular: “Cehennem ateşi bin yıl yakılarak beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakılarak kıpkırmızılaştı. Daha sonra bin yıl daha yakılmak suretiyle nihayet simsiyah hale geldi. Artık karanlık gece gibi kapkaradır.”    İbn Mace, 10/ 626 (4320), Tirmizi, Cehennem 8. Muvatta, Cehennem,2.
            “Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, etrafını saran duvarlar, çepeçevre kendilerini kuşatmıştır.”   Kehf su. 29.
Enes b. Malik (ra) dan rivayet edilmiştir. Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:
“Kâfirlerden dünya nimetlerinden en çok yararlanıp müreffeh bir hayat yaşayanı kıyamet günü getirilir ve: “ şu herifi ateşe bir kere daldırınız, denilir. Bu emir üzerine adam ateşe bir kere daldırıldıktan sonra kendisine:
-“Ey falan kişi, geçmiş zaman boyunca herhangi her hangi bir nimet senin eline geçti mi?” Denilir. Kendisi: “ Hayır, geçmiş sürede bana hiçbir nimet isabet etmedi,” der.
            Müminlerin dünyada iken en şiddetli sıkıntı ve bela çekeni de kıyamet günü getirilir ve: “Bunu cennete bir kere daldırınız,” denilir. Bunun üzerine o mümin cennete bir kere daldırılır. Sonra ona: “Ey falan Mümin! Geçmiş zaman boyunca herhangi bir sıkıntı veya bela çektin mi?” denilir. O da: “Hayır! Şu ana kadar hiçbir sıkıntı ve hiçbir bela çekmedim,” der.”   İbn Mace, 10/ 627. (4321)
            Enes b. Malik (ra) anlatıyor: “Resulüllah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu: “ Cennetin etrafı mekarihle (nefsin hoşlanmadığı şeylerle) sarılmıştır. Cehennemin etrafı da şehevi ( nefsin arzuladığı, cazip) şeylerle sarılmıştır.” Buhari, Müslim, K.Sitte, 14/ 444.
Numan b. Beşir (ra) anlatıyor, Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:
“Cehennemliklerin azap cihetiyle en hafif olanı, ayağında ateşten bir nalın ve nalın bağı olan kimsedir ki, ayağındakiler sebebiyle, tıpkı tencerenin kaynaması gibi, başında dimağı kaynar. Öyle tahammülfersa bir azap duyar ki, azapca insanların en hafifi olduğu halde, kendinden şiddetli azap çeken olmadığını zanneder.” Buhari, Rikak,8; Müslim, iman 363; Tirmizi, Cehennem,12.
Semure b. Cündep (ra) anlatıyor, Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:
“Cehennemlikler derece derecedir.) Bir kısmı vardır, ateş onları topuğuna kadar yakalar, bir kısmı vardır, dizlerine kadar yakalar, bir kısmı vardır kemere kadar yakalar, bir kısmı vardır köprücük kemiğine kadar yakalar.” Müslim, Cennet,33.
             Ebu Hureyre (ra) dan, Resulullah (sav) Efendimiz buyurdular ki:“Allah (cc), Cennet ile cehennemi yaratınca, Cebrail (as) i cennete gönderdi ve: “ Cenneti ve cennetliklere hazırladığım şeyleri gör!” buyurdu. Cebrail (as) cennete geldi. Cenneti ve ve orada cennetliklere Allah’ın (cc) hazırlamış olduğu nimetleri gördü. Allah (cc) dönüp:
            “Yüceliğine yemin ederim ki, cenneti işiten kimse yoktur ki, oraya girme yollarına teşebbüs etmesin,” dedi. Bunun üzerine, Allah (cc) emretti. “Cennet insanların hoşuna gitmeyen, yapılması insanlara ağır gelen işlerle çevrildi”. Ve Cebrail (as) a:
            “Dön git, Cennette insanlara hazırladığım cennet nimetlerini gör!” buyurdu.
 Cebrail (as) döndü ve: “Yüceliğine yemin ederim ki, kimsenin oraya girmek istemeyeceğinden korktum”, dedi. Allah Teala, Cebrail (as) a:
            “Cehenneme git, Cehennemi ve orada Cehennemlikler için hazırladıklarımı gör!” der. Cebrail (as) cehenneme gitti. Bir de ne görsün! Cehennem tabaka tabaka korkunç alevler içinde yanıp tutuşuyor! Allah (cc) a döndü ve:
            “Yüceliğine yemin ederim ki, Cehennemi işiten bir kimse yoktur ki, ondan uzaklaştıracak işlere teşebbüs etmesin,” dedi. Bunun üzerine Allah Teala, cehenneme emretti. “Cehennem, şehvetlerle, insanın nefsinin arzu ettiği kötü şeylerle çevrildi”. Ve Yüce Allah, Cebrail’e:
            “Dön Cehenneme!” Buyurdu. Cebrail (as) döndü. Cehenneme baktı ve:
            “Ya Rabbi! Yüceliğine yemin ederim ki, kimsenin oraya girmekten kendini kurtaramayacağından korktum,” dedi. Tirmizi,Cennet 21, Ebu Davut,Sünnet,25; Nesai,Eyman,3; Tac Ter. 5/ 786-87.
            Yüce Allah (cc) bizleri cehennemden ve azabından uzak eylesin. Dünyada iken cenneti kazanacak amelleri yapmayı, cehenneme götürecek kötü işleri yapmamayı nasip eylesin. Cennete girenlerden, rızasına nail olanlardan eylesin. (Amin).
Kemalettin AKSOY
Bayburt İl Müftüsü