“Kimsesiz hiç kimse yok, herkesin var
kimsesi.
Kimsesiz kaldım, yetiş ey kimsesizler kimsesi.”
Avni.
Bu beyit, Fatih Sultan Mehmet Han’a aittir.
Çağ açıp çağ kapatan, İstanbul’u feth ederek “Fatih”
ismini alan Cihan Hükümdarı da “kimsesiz kaldım” derse, Kimse kimsesiz
kalmam demesin. Allah (cc), bizleri kendisinden başka kimseye muhtaç eylemesin.
Bizleri de muhtaç ve kimsesizlerin halinden anlayıp ellerinden tutanlardan
eylesin. Bizi kimsesizlere kimse eylesin.
Diyanet İşleri Başkanlığımız 2014 yılı Ramazan-i Şerif
ayının temasını “Hiç Kimse, Kimsesiz Kalmasın Bu Ramazan ve Her Zaman”
olarak belirledi. Ramazan ayı boyunca bu konu devamlı gündemde olacak ve
camilerimizde vaaz irşat ve diğer bütün faaliyetlerde görevlilerimiz tarafından
işlenecektir. Hepimizin hedefi kimsesizlerin kimsesi olabilmek
olmalıdır.
a)
Kimsesizlerin Kimsesi Olmak.
“Onlar, (kendi canları çekmesine rağmen) seve seve
yiyeceği (yemeği) yoksula, yetime ve esire yedirirler. (Yedirdikleri kimselere
şöyle derler): “Biz sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve
bir teşekkür beklemiyoruz..” (İnsan su.76/8-9.)
“Daha önce Medine’yi yurt edinmiş ve
gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelen
kimseleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık
hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih
ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa
erenlerdir.” Haşr su.59/9.
Ebu Hureyre (ra) den nakledilen bir hadiste Allah Resulü
(sav)’in şöyle buyurduğu bildirilmiştir: "Allah (cc) kıyamet gününde (bir
kimseye) şöyle seslenecek:
“Ey Âdemoğlu! Hastalandım, beni ziyaret etmedin.”
(O şahıs), “Ey Rabbim! Sen âlemlerin rabbisin, ben seni nasıl ziyaret
edebilirim?” deyince Allah (cc), “Falan kulum hastalandı, onu ziyaret
etmedin, eğer onu ziyaret etseydin beni onun yanında bulacağını bilmiyor
muydun?” diyecek.
Allah (cc) “Ey Âdemoğlu! Yiyecek istedim bana
(yemek) yedirmedin' diyecek. (O şahıs), “Ey Rabbim, Sen âlemlerin
Rabbisin, ben Sana nasıl (yemek) yedirebilirim? “Deyince, Cenab-ı Hak,
“Falanca kulum senden yiyecek istediğinde ona (yemek) yedirmedin, şayet onu
yemek yedirseydin bunu(n karşılığını) benim yanımda bulacağını bilmiyor muydun?”
Diyecek.
Allah (cc), “Ey Âdemoğlu! Senden su istedim bana su
vermedin” diyecek. (O şahıs), “Ey Rabbim, Sen âlemlerin Rabbisin, ben
Sana nasıl su verebilirim?” deyince, Allah (cc), “Falan kulum senden su
istediği halde ona su vermedin, eğer ona su verseydin bunu(n karşılığını) benim
yanımda bulurdun” buyuracak." (Müslim, Birr, 13.
Hadis, Yüce Allah'ın, kullarına yapılan iyiliği, âdeta
kendisine yapılmışçasına önemsediği ve bu düzeyde değerlendirdiğinin çarpıcı bir
ifadesidir. Böyle bir anlatımı Kur'an-ı Kerim'de de görmekteyiz. İhtiyaç
sahiplerine; başa kakmadan, faiz almadan, ödeme konusunda sıkıştırmadan
verilen, hatta ödeyemeyecek duruma düşenlere sadaka niyetiyle bağışlanan borç
anlamındaki “karz-ı hasen" (güzel borç) le ilgili şu ayette
olduğu gibi.
"Eğer siz Allah'a güzel bir borç verirseniz, Allah
onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah, şükrün karşılığını verendir,
halimdir." (Teğâbun, 17) ayetinde "Allah'a borç
verme" ifadesi nasıl mecazen kullanılmışsa, hadiste yer alan,
“Allah'ı ziyaret etmek, ona yiyecek ve su vermek” ifadeleri de
mecazen kullanılmıştır. Başka bir Hadis-i Şerifte Peygamber (sav) şöyle
buyuruyor:
“Bir mümin bir aç bir mümini
doyurursa, Allah da o mümini cennet meyveleriyle doyuracaktır. Yine bir mümin,
susuz kalan bir mümine bir şeyler içirip susuzluğunu giderirse, Allah kıyamette
ona (misk ile mühürlenmiş lezzetli bir içecek olan) Rahik-ı Mahdum’dan
içirecektir. Yine bir mümin elbiseye ihtiyacı olan bir mümini giydirirse, Allah
da ona cennetin yemyeşil elbiselerinden giydirecektir.” Tirmizi, Kiyame,
18.
b)
Kur’an’ da Allah yolunda infak etmek.
Yüce Allah(cc) biz kullarına verdiği
nimet ve rızıklardan, ihtiyaç sahiplerine, fakir, yetim, yoksul ve muhtaçlara
zekât ve sadaka olarak vermemizi emrediyor. Bu husuta bizlerden şunları
yapmamızı istiyor. Konu ile ilgili ayet-i kerimelere beraber bir göz
atalım:
1 ) “Size rızık olarak
verdiklerimizden Allah yolunda harcayın.” Bakara su. 2/ 254, 22/35, 32/16,
35/29, 2/3.
2) “Malınızı Allah yolunda harcayın.”
Bakara su. 2/195.
3) “Allah yolunda gece gündüz / gizlice ve açıktan
harcayın.” Bakara su.2/274. 14/31. 13/22. 16/75.
4) “ Darlıkta ve bollukta Allah yolunda
harcayanlar.” Al-i İmran su.3/134.
5) “Haydi, hep hayırlara koşun, hayırda
yarışın.” Bakara su.2/148.
6) “Allah yolunda her ne harcarsanız Allah onun
yerine başkasını verir.” Sebe’ su.34/39.
7) “Her hangi birinize ölüm gelip de, “Ey
Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden
olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda
harcayın.” Münafikun su.63/10.
8) “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya
haklarını ver.” İsra su.17/26.
9) “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba,
akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir.” Bakara su. 2/
215.
10) “Onlar, korkarak ve ümit ederek rablerine ibadet
etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz
şeylerden de Allah için harcarlar.” Sebe su.32/16.
Allah yolunda harcama yapmayanları,
cimri davrananları Yüce Allah yermektedir.
“Size ne oluyor da Allah yolunda harcama
yapmıyorsunuz?” Hadid su. 57/10. “ Kim cimrilik yaparsa ancak kendi
zararına cimrilik yapmış olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz” Muhammed
su. 47/38. “Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz. Yoksulu yedirmek
konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.” Fecr su. 89/17-18. “Elini
boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma. Yoksa pişman
olur açıkta kalırsın.” İsra su.17/29.
“Ey iman edenler! Hiçbir alış verişin, hiçbir
dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık
olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. .” Bakara
su.2/254.
“İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar,
hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine
rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan
harcasınlar.” İbrahim su. 14/31.
Yüce Allah (cc), Malını Allah için
infak eden, zekâtını ve sadakasını veren hayırsever kimselerin kazanacağı
mükâfatları ise Kur’an’ da şöyle bildirmektedir:
“Allah yolunda harcayanlar var ya, onlar için büyük
bir mükâfat vardır.” Hadid su. 57/7. “ ..Allah hepsine de
en güzel olanı (cenneti) vaat etmiştir.” Hadid su. 57/10. “Mallarını
Allah yolunda harcayan (infak edenlerin) durumu yedi başak bitiren ve her
başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah dilediğine kat kat verir.
Allah lütfü geniş olandır.” 2/261. Ve bak 59/9. Mallarını gece gündüz;
gizli ve açık Allah yolunda harcayanlar var ya, onların Rableri katında
mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak
değillerdir.” Bakara su.2/ 274.
“Her kim malındaki Allah hakkını verir, (cimrilikten)
sakınır ve (verdiğinin yerine daha iyisinin verileceğine) inanırsa, artık biz bu
kimseye muhakkak vicdan rahatı verir ve ahret mutluluğunu kolay kılarız. Kim
cimrilik eder, kendini müstağni (ihtiyacı yok) sayar ve en güzel olanı da
yalanlarsa biz de onu en zor olana hazırlarız.” Leyl
su.92/5-11.
c)
Cömertlik ve Cimrilik
Cömertlik, karşılıksız fakirlere ikram etmektir. Verilen
şeyden karşılık beklenirse o, cömertlikten ziyade, ticaret olur. Cömert kişi
ihsan ve ikramda bulunduğu müddetçe Allah’ın rızasını kazanır. Cimrilik ise,
insanı Allah’ın sevgisinden ve rızasından mahrum bırakır. Cimrilik bir
hastalıktır. Kişinin sadece kendi menfaatini önemseme, egosunu tatmin etme,
biriktirme, biriktirdiklerinden istifade edememe, sahip olduğu hiçbir şeyi
paylaşamama hastalığıdır. Cimri egoisttir, sadece kendini düşünür. Fakat
servetini kendisi için dahi harcayamaz. Yücelttiği malında, mülkünde, sahip
olduğun eşyada arar, huzuru ve mutluluğu. Sahip olduklarının ebedi olduğunu ve
kendisini sonsuzluğa taşıyacağını zanneder. Yüce Yaratıcı bu gibi kişilere şöyle
seslenir: “ De ki: Rabbimin rahmet hazinelerine eğer siz sahip olsaydınız,
tükenir korkusuyla cimrilik yapardınız.” İsra su. 17/ 100. ( Hadislerle
İslam, 3/254.)
Furkan suresinde Rahman’ın has ve sevimli kullarının
özellikleri sayılırken, müminin iki özelliğinden söz edilmektedir. Mallarını
israf etmezler, Cimrilikte bulunmazlar.
“Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik
edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir
harcamadır.” Furkan su.25/ 67.
“Allah’ın kendilerine lütfünden verdiği nimetlere
cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O
kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına
dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan
hakkıyla haberdardır.” Al-i İmran.3/ 180.
Peygamber (sav) Efendimiz cömert kişi ile cimri
kişilerin durumu ile ilgili şöyle buyurmaktadır: “ Cömert, Allah’a yakın,
cennete yakın, insanlara yakın, ama cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah’tan
uzak, cennetten uzak, insanlardan uzak, ama cehenneme yakındır. Cömert cahil,
Yüce Allah katında cimri abidden daha sevimlidir.” Tirmizi,
Birr,40.
Ayrıca, “Bir insanın kalbinde cimrilik ve iman asla
bir arada bulunmaz.” Nesai, Cihad,8
“Bozguncu, cimri ve yaptığı iyiliği başa kakan kimse
cennete giremez.” Tirmizi, Birr,41.
Hz. Aişe (ra) Resulullah (sav) in: “Cennette bir köşk
vardır ki, adı Beytü’s-Seha (cömertler köşkü) dır.” Buyurduğunu rivayet
etti. “Cennet cömertlerin yurdudur.” Et-Tergib 5,230.
“ Cimri ile Allah yolunda harcama yapan kimsenin
hali, üzerlerinde demirden birer zırh bulunan iki adamın haline benzer: Cömert
olan, bir hayırda bulunmaya niyet ettiğinde üzerindeki zırh öyle genişler ki
(önceki dar halinden kalma) izler silinir gider. Cimri, bir hayırda bulunmak
istediğinde ise (adeta) üzerindeki zırh büzüşür, elleri köprücük kemiklerine
yapışacak gibi sıkışır ve zırhın halkası yanındaki halkayı
sıkıştırır.” Müslim, Zekât,77.
Cimrilik sevilmeyen bir özellik olduğu içindir ki,
Peygamber (sav) Efendimiz şöyle dua etmiştir: “ Allah’ım! Cimrilikten sana
sığınırım. Korkaklıktan sana sığınırım. Düşkün yaşlılıktan sana
sığınırım.” Buhari, Daavat, 37.
Bir defasında Peygamber (sav) Efendimiz minberde sadaka
vermekten, teallüften (kimseden bir şey istemeyip yokluğa
katlanmaktan), dilenmekten söz ediyor ve şöyle buyuruyor:
“Veren el, alan elden daha hayırlıdır.” Buhari,
Zekât, 18; Müslim, Zekât, 32.
Malını Allah yoluna harcayan kişi ile hayır yolunda
harcamayıp cimrilik yapan kişilerle ilgili şöyle buyurmaktadır: “Kulların
sabaha eriştiği her gün (yeryüzüne) iki melek iner. Bu iki melekten biri,
“Allah’ım, malını hayır yolunda harcayan kişiye (harcadığı malın yerine)
yenisini ver.” Der. Diğer melek de, “Allah’ım, malını (hayır yollarında
harcamayarak) elinde tutan (cimrilik eden) kişinin malını telef et.”
Der.” Buhari, Zekât, 27.
d)
Hadislerde Allah yolunda infak etmek.
Peygamber (sav) Efendimiz de Hadislerinde infak etmek,
Allah yolunda harcama yapmak, yetime ve fakirlere yardım etmek konusunda bizlere
şöyle buyurmaktadır:
“Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“ Ey Âdemoğlu! Sen infak et, ben de sana infak edeyim.” Buhari,
Nafakat,1.
Ebu Hüreyre (ra) Resulüllah (sav) in
şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Allah Teâlâ buyuruyor ki: “Ey Kulum! Sen
infak et ki, sana da infak edilsin. Allah’ın hazinesi doludur. Gece gündüz
devamlı infak etmek, onu eksiltmez. Yer ve gökleri yarattığından beri verdiği
rızıkları gördünüz mü? Onlar Allah’ın hazinelerindekileri eksiltmedi..”
Et.Terğib 2, 346.
Bir gün Allah Resülu’nün evinde bir
koyun kesilir. Hz. Aişe annemiz koyunun ön kolu hariç etin tamamını komşularına
dağıtır. Hz. Peygamber (sav) evine geldiği zaman, “Koyundan ne kadar kaldı?”
diye sorar. Hz. Aişe validemiz, Peygamber (sav) e cevaben: “Koyunun şu ön
kolu hariç hiçbir şey kalmadı” der. Sevgili eşinin bu sözlerine karşılık
Peygamber (sav) in verdiği cevap çok anlamlıdır: (Demek ki) ön kolu hariç
tamamı (bize sevap olarak) kalmıştır!”. Tirmizi, S.Kıyame,33. “Allah
için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için sizden isteyen kişiye verin.
Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılık verin. Eğer onun
karşılığını verecek bir şey bulamazsanız, karşılıkta bulunduğunuza kanaat
getirinceye kadar ona dua edin.” Ebu Davut, Zekât, 38.
“Veren el üstündür. Vermeye, geçimini
sağlamakla yükümlü olduğun kimselerden başla. Annene, babana, kız ve erkek
kardeşlerine yardım et, sonra yakınlık durumuna göre devam et.” Nesai,
Zekât,51.
“Ancak iki kişiye gıpta edilir.
Bunlar, Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayan kimse ile Allah’ın
kendisine verdiği ilim ve hikmete göre karar veren ve onu başkalarına öğreten
kimsedir.” Buhari, Zekât,5.
Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimiz,
cimriliğin insanda bulunan huyların en kötüsü olduğunu söyleyerek biz müminlere
şöyle seslenmektedir:
“Pintilikten sakının. Çünkü sizden öncekiler
pintilik yüzünden helak oldular. Pintilik onları eli sıkı olmaya itti, eli sıkı
oldular. Akrabalarıyla ilgilenmemeye itti, akrabalarıyla ilgi ve alakayı
kestiler. Günaha itti, günahkâr olup çıktılar.” Ebu Davut,
Zekât,46.
Yaratılanı Yaratandan ötürü hoş gören bir dinin
müntesipleri olan Müslümanlar ancak, Yaratıcının kendileri için hoş gördüğü
şeyleri yapmakla "iyi insan" olabileceklerinin bilincindedirler.
"İyilik" ve "kötülük", insan için anlamlı olan ve etkilerini bu
varlık âleminde gösteren iki kavramdır. Kur'an'ın ifadesiyle, "iyilik yapan
kendi lehine, kötülük yapan kendi aleyhine" (Fussılet, 46) davranmış
olur. İyiliğe ulaşmamız için Allah yolunda infak etmemiz
gerekmektedir.
“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça
iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.” Al-i İmran
su 3/192.
“Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik
yap..” Kasas su.28/77. “Kendi iyiliğiniz için
harcayın..” Teğabün su. 64/ 16. “Allah iyilik yapanları
sever..” Al-i İmran su.3/ 134.
Devam edecek…
Kemalettin AKSOY
Bayburt İl Müftüsü