12.10.2015

CAMİDE BULUŞALIM

Efendimiz Medine ye hicret edince ilk önce Mescid-i Nebi’yi inşa etti. Çünkü toplanma yerine camiye ihtiyaç vardı. Cami, bir beldenin İslam diyarı olduğunun nişanıydı. O bölgenin iman kalesinin tapusuydu. Orada yaşayan halkın hürriyetinin belgesiydi.

Mescid-i nebi de Cuma kılınıp, beş vakit namaz eda edilirdi. Cami de ilk yardım hastanesinde yaralılar, hastalar tedavi görürdü. Çeşitli kararlar alınırdı. Yabancı sefirler ağırlanırdı. Eğitim Öğretim yapan kurumdu. Adli davalar hükme bağlanırdı ve diğer sosyal yaşamın çeşitli ünitelerini meydana getiren beşeri münasebetler ifa edilirdi. Dünya işlerinden dolayı peygamberle buluşup arkasında namaz kılamayanlar ayrılık hasreti çekerlerdi. Zira peygamberin gönül cemaline, sohbetine doyamazlardı. Camide beş vakit manevi banyo yapıyorlar,tertemiz kalıyorlardı.Kıldıkları namaz sayesinde bütün günahlardan arınıyorlardı.

Ankebut süresi 45.Ayette: “Gerçekten namaz edep ve namusa uygun olmayan şeylerden, çirkin görülen şeylerden alıkoyar’’.

Gerçekten dosdoğru eda edilen namaz, rızayı kazandırır, günah kirlerinden arındırır, kalbi nurlandırır ve sıkıntılı gönülleri huzura kavuştururdu. Sevgili peygamberimiz (s.a.v)miracın hatırası olan namazı “gözümün nuru” olarak niteliyordu. Namazın ne kadar kıymetli olduğu ancak şu sözlerle ifade edilebilirdi. “Cennette Resulullah la beraber olmak isteyen çok namaz kılsın.’’ “Sayısız nimet veren Allahu Teâlâ’ya namaz kılarak şükretsin.’’

İslam dünyasında Ebubekir, Ömer,Osman, Ali  ve Ebu Bekir’in kızları Esma, Ayşe sahabeden: Zeyd, Talha Erkam ibn.avf,Selman,Ebu’d derda ve diğerleri (Allah hepsinden razı olsun)Peygamber camiinde ,savaşta ve barışta kenetlenmiş bir kitle,islam fikirlerini ayakta tutan şahıslar,imanın öncüleri olan gençlerdi. Hz. peygamberi sevmiş, saymış, onun fikirlerini hayata geçirmişlerdi. Ömürlerini hakka adamışlardı.

Bugün yetişkinlere, gençlere; imanı, namazı, kur’an-ı, camiyi öğretmeliyiz. İnsanlara cemaat olma şuurunu aşılamalıyız. Namazın bir diriliş olduğunu bildirmeliyiz. Vatanın, milletin, devletin kadrini –kıymetini öğretmeliyiz. İhtiyaç sahibi halkın ve öğrencilerin gereksinimlerini karşılamalıyız. Diyanet İşleri Başkanlığımızın uzun yıllardan beri değişik tema ile kutlaya geldiği, sadece “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”  münasebetiyle değil, diğer zamanlarda da bu güzel hasetleri yerine getirmeliyiz.

 

Abdurrahman TERCAN

 Bayburt İl Müftü Vekili

 

                                                                                                                            12.10.2015