Konumuz ile ilgili olarak Kur’an-i Kerimdeki şu ayet-i kerimelere
birlikte göz atalım.
“Ey İman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin.
Bunu yaparak Allah’a, aleyhinize apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?. ”
[1]
“ Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden
razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur
“.
[2]
“ Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe inanmayanların
arzularına uyma. Onlar, Rablerine eş tutuyorlar”. [3]
“…Deki, Benim işim bana, sizin işiniz de size aittir. Siz, benim
yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptıklarınızdan
uzağım”. [4]
“ Resulüm de ki: Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza
tapmam, Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz. Ben sizin taptıklarınıza asla
tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz. Sizin dininiz size,
benim dinim de banadır”.[5]
“Sana emir olunanı açıkça söyle ve ortak koşan (müşrikler)den yüz
çevir”.[6]
“…Kafir olanlar da birbirlerinin dostlarıdırlar..”[7]
“Mü’min erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin dostlarıdırlar.
Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı
verirler. Allah ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara, Allah rahmet
edecektir..”. [8]
"...Sizden kim onları dost edinirse, oda onlardandır..."
[9]
Konu ile ilgili
ayet-i kerimeler elbette bu kadar değildir. Şimdi de Hadislere yer
verelim.
Abdullah b.
Ömer'den (r.a.) rivayet
edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kim kendini bir kavme benzetirse, o da
onlardandır."[10]
"Kim Müşriklere ait bir
toprakta bulunur (bina yapar), onların nevruzlarına (yılbaşılarına) katılır,
onların bayramlarını (festival ve galalarını) kutlar ve ölünceye kadar onlarla
birlikte bulunursa, Kıyamet Gününde onlarla birlikte
haşrolunur." [11]
Hz.
Aişe'den (r.a.) rivayet
edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.), namaz kılarken elleri böğürlerine koymayı
mekruh sayarak:
"Yahudilere benzemeyin." buyurmuştur."
[12]
Ömer b.
Hattab (r.a.) şöyle dedi:
"Acemlerin rumuzlu
sözlerini öğrenmeyin. Bayramlarında müşriklerle birlikte kiliselerine girmeyin.
Çünkü Allah'ın gazabı onların üzerine iner." [13]
Abdullah b.
Amr dedi ki:
"Kim Acemlerin ülkesinde
kalır da, onların yeni yıllarını ve mihricanlarını (bayram, festival ve
galalarını) kutlayarak (bu şekilde) onlara benzer ve bu hal üzereyken ölürse,
Kıyamet Gününde onlarla birlikte haşrolunur."
Hz. Ömer
(r.a.) şöyle demiştir:
"Cahiliye ehli (hacda)
güneş doğuncaya dek toplanma yerinden gitmezlerdi. Rasulullah (s.a.v.) ise
güneşin doğmasından önce oradan ayrılır ve şöyle
derdi:
"Bizim yolumuz müşriklerin yolundan ayrıdır." [14]
Abdullah b.
Amr diyor ki:
"Rasulullah (s.a.v.) benim üzerimde boyanmış iki elbise gördü ve
şöyle buyurdu:
"Doğrusu bunlar kâfirlerin giysilerindendir. Onları giyme."
[15]
Rasulullah (s.a.v.), kâfirlere ait kıyafetlerin giyilmesini
yasaklamıştır.
Hz. Ömer
de (r.a.) Utbe b. Ferkad'a gönderdiği mektupta:
"Müşriklere ait giysileri
giymekten seni menediyorum." [16] Diye
yazmıştır.
Kays b. Ebu
Hazım'dan rivayete göre:
"Ebu Bekir,
Ahmus'tan Zeynep adındaki
bir kadının yanına gitti. Kadının konuşmadığını
görünce:
"Bu kadın niye konuşmuyor?" diye sordu. Dediler
ki:
"Bu kadın konuşmadan haccetmek
istiyor."
Ebu Bekir
(r.a.),
kendisine:
"Konuş! Çünkü böyle bir
davranış helal değildir. Bu, cahiliye döneminin âdetidir." dedi. Kadın Ebu
Bekir'e (r.a.):
"Sen kimsin?" diye sordu. Ebu Bekir de
(r.a.):
"Muhacirlerden biriyim" dedi. Kadın:
"Hangi muhacirlerden?" diye sordu. O da:
"Kureyş'ten" dedi. Kadın:
"Hangi Kureyş'ten?" diye sorunca, Ebu Bekir
(r.a.):
"Amma da çok sordun ha!" dedi ve:
"Ben, Ebu Bekir'im" diye ekledi.
Kadın:
"Allah'ın cahiliye sisteminden sonra bize
gönderdiği bu salih din üzerinde kalmamız neye bağlıdır?" dedi. Ebu Bekir
(ra.):
"Sizin kalıcılığınız, sizi idare eden
imamlarınız (liderleriniz ve devlet adamlarınız) doğru yolda oldukları
sürecedir." dedi.
Kadın:
"İmamlar da kimdir?" dedi. Ebu Bekir
(r.a.):
"Sizin kavminizin liderleri ve önde gelenleri
yok mu, onlar sizlere emir verince, onlara itaat ediyorsunuz değil
mi?" dedi.
Kadın:
"Evet, öyledir." dedi. Ebu Bekir
(r.a.):
"İşte halkı idare eden bu
kimseler." cevabını verdi." [17]
Hz. Ömer (ra), Kudüs’ün fethi için
çalışırken, Amr b. As’a soruyor: "Nerede
namaz kılmamı istersin?" O da:
"Bana sorarsan, kayanın ardında namaz kıl.
Çünkü Kudüs tümüyle senin gözlerinin önünde olacaktır." dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer
(r.a.):
"Olmaz, ben namazımı ancak
Rasulullah'ın (s.a.v.) kıldığı yerde kılarım." dedi. Hemen kıbleye yöneldi ve
Ka"be'ye doğru namazını kıldı. Sonra geldi ve ridasını yere yayarak üzerindeki
çerçöpü silkeleyip süpürdü. Halk da aynısını yaptı."
[18]
İbni Abbas'a: "Bir adama şırınga ile ilaç vereyim
mi?" denilince, O:
"Hayır, avret yerini açma, müşriklerin yolunu
da izleme."
dedi.
Buradaki "Müşriklerin
yolunu izleme" ifadesi geneldir.
Hz.Enes'in (r.a.) yanına iki (boynuzu) kâkülü olan bir genç girdi.
Hz. Enes kendisine:
"Bu iki saçtan boynuzu
(kahkülü) ya kes ya da kısalt, çünkü bu Yahudilerin âdetidir."
dedi. [19]
Huşeym
diyor ki: Ebu
Bişr, Ebu Umeyr b. Enes'ten, o da Ensar'dan bir halasından rivayet
etmiştir: Namaz vakitlerini Müslümanlara
nasıl duyurulması konusunda henüz karar verilmemişti.
"Rasulullah (s.a.v.),
Müslümanları namaza nasıl davet edeceği konusuna çok önem gösterdi. (Ashabıyla
istişarede bulundu). Kendisine, “Yahudilerin yaptığı gibi boru çalınmasını” teklif ettiler. Bu, Peygamber (sav)
Efendimizin hoşuna gitmedi ve:
"O, boru çalmak Yahudilere aittir"
buyurdu. Bunun üzerine, “Hıristiyanlara ait
çanı hatırlattılar”. Peygamberimiz: "O
da Hıristiyanlara aittir" diyerek hoş karşılamadığını
belirtti." [20] Daha sonra da
Müslümanlara has ezan okunmasına karar verildi.
"Dinlerini parça parça edip, gruplara ayrılanlar var ya, senin
onlarla hiçbir ilişkin yoktur." [21]
"Onlar birbirlerindendir..."[22]
Rasulullah (s.a.v.) de Ali'ye (r.a.) şöyle
buyurmuştur:
"Sen bendensin, ben de sendenim." [23]
"Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah, Resulü ve iman edenlerdir.
Onlar ki namazı kılar, zekâtı verir ve rükû ederler. Kim Allah'ı, Resulü’nü ve
iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün
gelecek olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır." [24]
Ebu
Musa (r.a.) diyor ki: "Hz.Ömer'e (r.a.):
"Benim Hıristiyan bir kâtibim var"
dedim. O da bana dedi
ki:
"Ne yaptın? Allah cezanı
versin! Sen Allah'ın (c.c.): "Ey iman edenler! Yahudi
ve Hıristiyanları dost edinmeyin..." [25] Buyurduğunu işitmedin mi? Tevhid ehlinden birini kâtip edinemez
miydin?"
Ben de: "Ey mü'minlerin
emiri! Onun yazı işlerinde çalışması benim içindir, dini de kendisine aittir."
dedim.
Hz. Ömer (r.a.): "Mademki
Allah onları aşağılamış, sen onlara saygınlık kazandırma, Allah onları zelil
kılmışken, sen kendilerini aziz kılma. Allah'ın uzaklaştırdıklarını sen
yaklaştırma!" dedi."[26]
"Yahudi ve Hıristiyanlar boyanmazlar (sakallarına kına yakmazlar).
Siz onlara
muhalefet edin." [27]
"Sonra seni din konusunda
bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma. Çünkü
onlar Allah'a karşı sana hiç bir fayda veremezler. Doğrusu zalimler
birbirlerinin dostlarıdır. Allah da takva sahiplerinin dostudur."
[28]
Büyük âlim el-Fudayl b. lyaz (r.a.) şunları
söylemiş:
"Yolcuları az da olsa, sen
Hak yoldan ayrılma. Rağbet edeni çok da olsa kötü yollara sapma."
Ömer b. el-Hattâb şunları söyler:
"Dinleriyle ilgili konularda Allah
düşmanlarından uzak durun. Zira Allah'ın gazabı onların üzerine iner."
"Yahudi ve Hıristiyanlara
benzemeye özenmeyiniz."[29]
Amr b. Şuaybin babasından,
onun da dedesinden yaptığı rivayete göre Resulullah (s.a.)
efendimiz.
"Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir" [30]
Buhari ve Müslimin İbn Ömer'den ortaklaşa naklettikleri bir hadiste
ise Peygamber (s.a.) şunları buyurur:
"Müşriklere muhalefet
ediniz. Bıyıkları kazıyınız, sakalları koyuveriniz."[31]
Ahmet Gümüşhanevî hz.leri bu konuda şöyle diyor: “Kâfirler arasında yerleşip bina yapan, onların bayramlarına
iştirak eden ve onlara benzeyen kişi bu hal üzere öldüğünde kıyamet günü onlarla
beraber haşr olunur.” [32]
Dikkat edilirse
kâfirlere benzemek, küfre giden bir yoldur. Kâfirlere benzemek, İslam dininden
vazgeçip, batıl ve muharref dinlere intikal etmenin
alametidir.
Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimiz zamanımızın bazı insanlarını
şöyle haber veriyor:
“Sizler, kendinizden önce
geçen milletlerin yoluna karışı karışına, arşını arşınına, tıpa tıp muhakkak
uyacaksınız. O dereceye kadar ki, şayet onlar daracık bir keler deliğine girmiş
olsalar, siz de muhakkak onlara uyarak oraya gireceksiniz, onlara tabi
olacaksınız”. Ebu Sait (ra) diyor ki, Biz: “Ya Resulellah! Bu ümmetler
Yahudiler ve Hıristiyanlar mıdır? Diye sorduk. Peygamber (sav) Efendimiz:
“Onlardan başka kim olacak…!” buyurdu. [33]
Yüce Allah (cc) bizleri Hakka tabi olan, İslam’ın yolundan yürüyen
kullarından eylesin.
Müslüman olmayan milletlerin ve özellikle Hıristiyanların kutsal
saydıkları dini gün ve gecelere, yılbaşı kutlamalarına özenmeyen ilgi duymayan
ve kutlamalara katılmayan şuurlu Müslümanlardan olmayı Mevla’m cümlemize nasip
eylesin.
Kemalettin
AKSOY
Bayburt İl
Müftüsü
Buhari
el-Amel fi's-Salat: 17, Müslim Mevarid: 47, Ebu Davud Salat: 172, Tirmizi Salat:
164, Nesai iftitah: 12, Darimi Salat: 138, Ahmed: 2/232-290-295-331-339'
Beyhaki
'Sünenü'l-Kübra: 9/234, Abdürrezzak Musannef: 1609.
Müslim,
Libas: 29-31, Ebu Davud, Libas: 8, Nesai, Zinet:
43.
Buhari,
Libas: 25, Müslim, Libas: 11, 21, Ahmed: 1/16,43, Camiu'l-Usul:
8343.
Buhari
Meftakıbu'l-Ensar: 26, Darimi Mukaddime:
23.
Ahmed: 1/38, Heysemi Mecmaü'z-zevaid: 4/6, Ibni Kesir el-Bidaye
ve'n-Nihaye: 7/58.
Buhari
Fedailü Ashabinnebi: 9, Müslim Cihad: 90, Tirmizi Menakıb: 20, İbni
M
ace Mukaddime: 11, Ahmed: 1/170, 177 3/22, Camiu'l-Usül:
6/33.
Beyhaki Sünenü'l-Kübra:
9/204.
Buhari
Enbiya: 5, Libas: 67, Müslim Libas: 80,Ebu Davud Tereccül:18, Nesai Zinet:
14,İbni Mace Libas: 32, Ahmed: 2/240, 260, 309,
401.