22.09.2016

EN KUTSAL MEKÂNLAR CAMİLERİMİZ

“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.”      Tevbe su.18.

CAMİ:  Arapça “Cem” kökünden türeyen “toplayan, bir araya getiren” anlamındaki cami kelimesi, başlangıçta sadece Cuma Namazı kılınan büyük mescitler için kullanılan “el-mescidü’l-cami” (Cemaati toplayan mescit) tamamlamasının kısaltılmış şeklidir. Bu tabiri ilk kez Peygamber (sav) in kullandığı rivayet edilmektedir. (Taberani)

X.Yüzyılın başlarında Cami kelimesi tek başına kullanılmağa başlanılmıştır. Daha sonra, içinde Cuma namazı kılınan ve hatibin hutbe okuması için minber bulunan mescitler cami, minberi bulunmayan, Cuma namazı kılınmayan küçük mabetler ise mescit olarak anılmıştır.

MESCİD:  Arapçada “eğilmek, tevazu ile alnı yere koymak” anlamına gelen bir mekân ismidir.  Secde, namazın rükünleri içinde en önemlisi, Kur’an-ı Kerime göre insanın daha ilk yaratılışında şahit olduğu bir hürmet ifadesidir.  (2/34)   Yine Peygamber (sav) Efendimizin bildirdiğine göre; kulun Allah’a en yakın olduğu an secde dir.

MUSALLA:  Namaz kılınan yer demek olan Musalla, Hz. Peygamber döneminde Bayram ve cenaze namazı kılınan yerler için kullanılmıştır. Bugün de cenazenin konulduğu yere musalla denilmektedir. Yol boyundaki üstü açık mescitlere ise Farsçada Namazgâh denilmektedir.

Kur’an-ı Kerim de beş yerde geçen Mihrap kelimesi de, dilcilerin çoğuna göre Mescit anlamında kullanılmıştır.    (İslam Ansiklopedisi, Cami maddesi)

Kur’an-ı Kerimin bildirdiğine göre “İnsanlar için inşa edilen ilk beyt (ma’bed)  Ka’be’dir”. (3/96) Ka’be’nin ilk banisi Hz. Adem (as) dır.  Yeryüzünde ilk Mescidin Mescid-i Haram, ikincisinin de Mescid-i Aksa olduğu bildirilmektedir.    (Buhari, Enbiya,40; Müslim, Mesacit,1-2)

            Mescit kelimesi K.Kerimde tekil ve çoğul olarak, sıfat tamlaması şeklinde birçok yerde geçer. Kâbe ve çevresini ifade eden Mescid-i Haram on beş yerde, Mescid-i Nebevi veya Mescid-i Kuba’nın kastedildiği “temeli takva üzerine kurulu mescit”  (Tevbe su.108),  Kudüs’teki Mescid-i Aksa (İsra su.1) ve münafıkların Hz. Peygamber’e suikast tertiplemek üzere bina edilen Mescid-i Dirar (Tevbe su. 107) de birer ayette zikredilmektedir.

            Mescit kelimesinin çoğulu olan Mesacid, K.Kerimde altı yerde geçmektedir.

            Osmanlılar döneminde padişahlar tarafından inşa edilen büyük camilere “Selâtin Camileri”,  vezirler ve diğer devlet ricali tarafından yaptırılan orta büyüklükteki camilere banisinin adına izafeten sadece Cami, küçük olanlara da Mescit denilmiştir.

            Cami ve Mescit hakkında genel bilgilerden sonra Peygamber (sav) Efendimizin zamanında Camilerin fonksiyonları, işlevleri nelerdi, hangi gaye ve işler için kullanılmıştır onlara değineceğim.

            CAMİLERİN FONKSİYONLARI NELERDİR: 

  1. Cami Mabettir, İbadet Mekânıdır. Müslümanların cemaatle namaz kıldıkları yerdir.
  2.  Mektep (Okul) dur, Kur’an, Dini Bilgiler, İlmihal ve Talim derslerinin verildiği yerdir.
  3.  Vaaz ve İrşad Yeridir. Hutbeler, Vaazlar, dini sohbetler Camide yapılır.
  4.  Buluşma ve Görüşme Yeridir. Müslümanlar buluşur, konuşur, dertleşir, kaynaşırlar.
  5.  İstirahat Yeridir. Özellikle öğle uykusu için sahabeler mescitte uzanırlardı.
  6.  Mahkemedir, Adalet tevzi merkezidir. Resulullah bazı davaları mescitte halletmiştir.
  7.  Hastanedir. (Şifahane)
  8.  Hapishanedir, Tutukevidir. Esirlerin bekletildiği, eğitildiği yerdir.
  9.  Nikâh ve Düğün Salonudur. Nikâh’ın mescitte yapılıp ilan edilmesi sünnettir.
  10.  Spor Merkezidir,
  11.  Maliye ve Hazinedir.
  12.  Kültür Merkezidir.
  13.  Şiir Kürsüsüdür.
  14.  İslami Mimari ve Sanat Yeridir.
  15.  Kütüphanedir.
  16.  Devlet İdare Merkezidir.
  17.  Askeri Karargâh Yeridir.
  18.  Misafirhanedir.
  19.  Abdest alma yeridir. Temizlenme, arınma ve namaza hazırlık yapma yeridir.
  20.  Karz-ı Hasen Kurumudur. (İhtiyaç sahiplerine borç verip borç alma)
  21.  İstişare ve Organizasyon yeridir.
  22.  Gelen Elçilerle görüşülen Diplomatik Mekânı’dır Camiler.
  23. Gelen Misafirler için de mabettir.

Görüldüğü gibi Camiler sadece namaz kılınan yer olarak değil, birçok görevlerin yapıldığı yer olarak kullanılmıştır. Bunların hepsini anlatmamız bu yazımızda mümkün olmadığından şimdilik sadece ilk maddesini, “Camilerin Mabet Oluşu” nu bu yazımızda anlatmağa çalışacağız.

MABED OLARAK CAMİLER:  Camilerin asıl fonksiyonu mabet (ibadet etme yeri) oluşudur. Müslümanların olduğu yerde ilk düşünülecek şey mecittir. Peygamber (sav) de hicretten sonra Medine ye gelmeden uğrak yeri olan Kuba’da 15 gün kalmış ve hemen orada bir mescit yapmıştır. Medine’ye geldiği zaman da,  daha kalacak yerini belirlemeden Mescidin yerini tespit etmiş ve derhal inşaatına başlamıştır. Müslümanlar da yerleştiği her yerde önce Camilerini yapmışlardır.

“(Bu kandil) bir takım evlerdir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O’nu (öyle kimseler) tespih ederler ki:.”   Nur su/36.

Yüce Allah’ın nuru bir yönüyle camilere tecelli eder. Müminlerin iman cevheri o nurdan ışık alıp çevresini aydınlatır. O bakımdan mümin her zaman camiye ibadete bağlıdır. Sabah akşam ve günün beş vaktinde camide cemaatle namaz kılıp Allah’ı tespih etmek onun ruhunun değişmeyen gıdasıdır. Cemaatle namaz onun için çok önemlidir.     (Asrın Kur’an Tefsiri, 8/ 4230.)  

“Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da temiz olanları sever.”    (Tevbe su. 108)

“..Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz Allah kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder..”     (Hac su.40.)

 “Allah’ın adının anıldığı ve kendisine kulluk görevinin yerine getirildiği yerler olarak mescitler Allah’a en sevimli mekânlardır.”      (Müslim, Mesacid, 288.)

Peygamber (sav) Efendimiz mescitte namazını kılınca, adamın birisi kalkıp:

“Kaybetmiş olduğum kırmızı devemi bulan (gören) var mı?” diye sordu. Bunun üzerine Peygamber (sav) Efendimiz:

“Bulmaz olaydın, mescitler inşa edildiği gaye için inşa edilmiştir”  buyurdu. 

Peygamber Efendimiz sahabenin mescitteki bu davranışını hoş karşılamamış, mescitlerin ibadet yeri olduğunu, yapılış maksatlarının dışında kullanılmasını uygun görmemiştir.  (İbn Mace, Mesacit,11;  Tac Terc.1/418.)

İslam’da bütün yeryüzü mescit kabul edilmekler beraber, namazların mescitte cemaat ile kılınması, sevap ve sosyal yönden büyük önem taşımaktadır. Özellikle farz namazları evde kılıp cemaate gitmemek, Hz. Peygamber (sav) in sünnetini terk etmektir. (Nesei, İmamet,50; Ebu Davut, Selat,46,)     Cuma ve Bayram namazları zaten mutlaka camide cemaatle kılınır.

“Hamam ve kabirlerden başka, yeryüzünün her tarafı mescittir.” Ebu Davut, Tirmizi, Hakim, Taç Ter. 1/ 426.

Ebu Hureyre (ra) dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdu:

 “Allah bana verdiği altı şeyle öteki Peygamberlere beni üstün kıldı…”.

“İbadet için bütün yeryüzü temiz ve her tarafı bana mescit kılındı…” Buhari, Tirmizi, Nesei, Taç Ter. 1/398.           

“(Ey Muhammed) Cephede sen de onların (müminlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinde bir kısmı seninle beraber nazma dursun…”  Nisa su.102.

Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan 25 derece daha üstündür.”   İbn Mace, 2/ 787. Taç Ter.  1/429.

Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, yarı geceye kadar kılmış gibidir. Sabah namazını cemaatle kılan da bütün geceyi namaz kılmış gibi sayılır.” Müslim, Tirmizi, Ebu Davut, Taç Ter. 1/ 430.

Sizden birisi evinde güzel abdest aldıktan sonra namazdan başka bir maksatla evden çıkmayarak ve sırf namaz kılmak niyetiyle mescide doğru yürüdüğü zaman, mescide girinceye kadar attığı her adımla Allah onun bir derece yükseltir ve kendisinden bir günahı düşürür. Mescide girince de namaz onu alıkoyduğu sürece namaz içinde olmuş olur.” İbn Mace,2/774.

Kim sabah ve akşam camiye giderse, Allah onun için her sabah ve her akşam karşılığında Cennette bir köşk hazırlar.”     Buhari, Ezan,37;  Müslim, Mesacit, 24-25.

“Kim temizlenmiş bir halde evinden çıkıp farz namazı kılmak için mescide giderse, onun mükâfatı, ihrama giren hacının mükâfatı gibidir.”    Ebu Davut, Salat, 48. Ahmet, 5/268.

“Adamın camiye cemaate gitmeyi itiyat ettiğini gördüğünüz zaman, onun mümin olduğuna şahadette bulunun..”   Tirmizi. Asrın Kur’an Tefsiri, 5/2447.

“Resulullah (sav) ile birlikte akşam namazını kılmıştık. Namazdan sonra dileyenler evlerine döndü, dileyenler de yerinde kaldı. Çok geçmeden Resulullah (sav) koşarcasına ve hızlı nefes alarak, diz kapakları da açılmış bir halde geldi. Bize dediler ki; “Müjdeler olsun! İşte Rabbiniz! Sema kapılarından bir kapı açmış meleklere karşı sizlerle iftihar ediyor ve diyor ki: “Kullarıma bakın! Farzlarını eda ettiler. Şimdi de diğer namazı beklemektedirler!”    K.Sitte Ter. 16/ 614.

Peygamber (sav) “Cennet bahçelerine uğradığınız zaman oradan yararlanın!” buyurdu.

-Ey Allah’ın Resulü! Cennet bahçeleri nerelerdir? Diye sorduk, Şu cevabı verdiler:

-“Mescitlerdir.”    Onlardan yaralanmak nasıldır Ya Resulellah? Diye sorduk:

-“ Sübhanellahi ve’l hamdü lillahi vela ilahe illellahü vallahü ekber” dir”.   Buyurdu.         Tirmizi, Daavat,82; Ahmet, 3/150.

  Camileri İmar ve Camilere Hizmet etmek:

 “Kim Allah rızasını talep ederek bir mescit inşa ederse, Allah da ona cennette bir ev inşa eder.”     Buhari, Salat,65; Müslim, Mesacid, 25 (533); Tirmizi, Salat,237 (318). Osman b. Affan (ra)

“Her kim, içinde Allah’ın adı anılan, bir mescit bina ederse Allah da onun için cennette bir ev bina eder.”   Nesai, Mesacid,1;  İbn Mace, Mescitler ve cemaatler,1. (Ömer b. Hattab (ra) dan.

“Her kim kendi malından Allah için bir mescit yaparsa, Allah da onun için cennette bir ev yapar”     İbn Mace, Hadis,737.  Ali b. Ebi Talip (ra) dan.

“Allah’ın mescitlerini imar edenler, ancak Allah ehli olanlardır. O’nun dostluğunu kazanıp iltifatına mazhar olanlardır.     Müsned, Bezzar. Asrın Kur’an Tefsiri,5/2447.

“İnsanlar, mescitleri yapmak ile birbirlerine karşı öğünüp iftihar etmedikçe kıyamet kopmayacaktır.”     İbn Mace, hadis, 739. Enes b. Malik (ra) dan.  Nesai, Mesacid,2. Ebu Davut, Salat,12.

Benim mescidim senin kinden daha yüksektir, daha geniştir veya daha büyüktür yahut daha süslüdür gibi övünmeler olabilecektir. Caminin cemaatine değil de binasının ihtişamına bakılacaktır.

“Ben mescitlerin teşyidi ile emir olunmadım.  Yahudi ve Hıristiyanlar mabetlerini yaldızla süsledikleri gibi sizler de muhakkak süsleyeceksiniz.”       İbn Abbas (ra) dan. Ebu Davut.

Ömer b. Hattab (ra) anlatıyor, Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:

“Ameli bozulan her kavim mescitlerini süslemeye yönelmiştir.”       K.Sitte Ter. 16/ 604.

Peygamber (sav) Efendimizin zamanında mescitler sade ve mütevazı idi.  Mescitlerde esas olan sadeliktir. Daha sonraları mescitler büyümüş ve tezyine boğulmuştur. Asıl maksat ve gayesinin dışında camiler yapılmağa başlanılmıştır. Unutmayalım ki camilerin süsü cemaatidir. Cemaati olmayan camiyi ne kadar çok süslesek, büyük ve çok minareli yapsak da Allah rızasına uygun iş yapmış olmayız. Cemaatinin olacağı yerde ihtiyaca göre ve yerinde, yeterince camiler yapmalıyız.

Kemalttin AKSOY

Bayburt İl Müftüsü